Hepimizin bir zamanlar apartman girişlerinde en sık gördüğümüz uyarılardan biridir bu yazı.
Evde kullanılabilecek birçok ürünün satışı için birçok insan dolaşırdı, apartmanlara girer çıkardı.
Ama satıcı ve pazarlamacı diye hiç farkı düşünülmeden yazılırdı, o zamanlarda hepsinin yaptığı işin tanımı aynıydı çünkü apartman yönetimleri için, hepsi seyyar satıcı…
Üniversiteden mezun olup, bir bankanın “Management Trainee” ekibine girip önce bir şubenin portföy yöneticisi yani satış personeli olup, ardından da 1 yıl sonra genel müdürlük pazarlama ekibine geçtikten sonra sanırım bu dönemde “pazarlamacı ve satışçı farklıdır” ifadelerini birçok kez farklı yerlerde kullanmışımdır.
Satış olmazsa pazarlama olur mu yoksa pazarlama olmazsa satış olur mu? Öyle bir çark ki bu, yumurta-tavuk hikayesi gibi birbirinden asla ayrılamaz. Tüm sektörler için de geçerli olmak üzere birbiri ile uyumlu çarklar olarak dönmezse sonuç yine hedeflendiği gibi olmaz. Bugün buna “Pazarlama iletişimi” diyerek hem ekip içi (iç müşteri) hem de müşteriler için nasıl bir yol, kanal, yöntem ile ilerleyeceğini belirleyen stratejik harita çiziliyor, ihtiyaçlar belirleniyor.
Şimdi geriye dönüp baktığımızda, geçmişte düşünün ki apartmanınıza almayacak kadar bu kişilere tepkiliydik, çünkü bu iletişimin kanalı ve yöntemi aslında tam olarak müşteri odaklı değil ürün odaklı idi. Bizlerin ihtiyacına yönelik değil tamamen satışa yönelik idi.
Müşteri ile iletişim, etkileşim olmadıkça bağ kurulmadı ve bu yöntem daha fazla devam etmedi. Hem maliyet hem de geri dönüşü ters orantılı oldu ve tamamen bitti.
Bugüne geldiğimizde ise tüm kanallar, yöntemler büyük bir evrim geçirdi diyebiliriz.
Bahsettiğimiz satış elemanlarının kapıya gelmesine gerek olmadan tüm iletişimi dijital olarak ve büyük veri üzerinden yapılan analizler ve algoritmalara dayanılarak çıkan pazarlama faaliyetlerinden satış gerçekleşiyor, marka veya ürün ile bağ kurduruyor ve sürekliliği sağlıyor. Yine insan kanyağı kullanılıyor ama bu sefer stratejilere göre yerleştirme çok farklı.
Son 20 yıl içinde yaşanan değişimi düşündüğümüzde, bir sonraki adımda ne olabilir sizce? Örneğin sanal gerçeklikler bu satış alanına girdiğinde nasıl bir pazarlama stratejisi doğacak, hep birlikte deneyimleyip, göreceğiz.